Elektrikli Araçlar (EV), Otonom Araçlar (AV) ve Çok Modlu  Ulaşım Birlikte Daha Hareketli Şehirleri Oluşturacak
Elektrikli Araçlar (EV), Otonom Araçlar (AV) ve Çok Modlu Ulaşım Birlikte Daha Hareketli Şehirleri Oluşturacak


Şehirlerde ve toplumlarda hareket etme eyleminin rahat, hızlı, temiz, erişilebilir ve kapsayıcı olmasının gerektiği hem bugün hem de önümüzdeki yıllarda bu seçenekleri içeren hareketlilik sisteminin neye benzediği ve benzeyeceği üzerinde duruldu. Hareketliliğin geleceğinin elektrikli, otonom ve çok modlu olduğunun ve değişimin değişmeyen tek şey olduğu bir dünyada daha iyi bir altyapı, daha iyi şehirler ve daha iyi bir gelecek tasarlamaya başlamak için bugün bu çerçevenin kullanılabileceğinin altını çizildi.

Elektrikli araçların daha geniş çapta etkileri ve olası sonuçları

Bu yıl dünya çapında satılan elektrikli araç sayısının 10,5 milyonu aşacağı tahmin edilmekte ve bu rakam 2021’e göre yaklaşık 4 milyonluk bir artış anlamına gelmektedir. Bu etkileyici büyümenin, şehirlerimizde aynı derecede etkileyici bir dizi değişikliğe yol açacağı, yenilikçi bir şekilde tasarlanıp iyi uygulandığı takdirde ise yaşama, çalışma ve çevremizdeki dünyayı deneyimleme şeklimizi iyileştirecek değişikliklere yol açacağı ifade edilmektedir.

Amerika’da 145.000’den fazla benzin istasyonunun genellikle en gözde ve işlek alanlara kurulduğu ve şu sıralar bu tesislerin yemek, alışveriş, eğlence ve hatta iş için varış noktalarına nasıl dönüştürülebileceği araştırılmaktadır. Bu yeni toplum merkezleri sadece geçip gitmek için tasarlanmış yerlerken, şimdi buralarda insanların nasıl bir araya getirilebileceği üzerine çalışmalar yürütülmektedir. Bu, kent sakinlerinin ihtiyaç duydukları her şeye yürüyerek, bisikletle veya diğer mikro hareketlilik hizmetlerini kullanarak erişebilecekleri “20 dakikalık mahalleler” ağının oluşturulmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca yeni binalar inşa etmek yerine mevcut yapıları yeniden kullanarak şehirlerin sürdürülebilirlik hedeflerini de destekleyecektir.

Elektrifikasyon, ulaşım araçlarını daha geniş bir tüketici elektroniği ekosistemine taşıyarak yepyeni bir olasılıklar dünyasının kapılarını açmaktadır. Genel olarak, elektrikli araçlar kullanıcıları daha bağlantılı ve sürdürülebilir yaşamlar sürmeleri için güçlendirmektedir.

Otonom devrimi

Otonom araçlar henüz elektrikli araçlar kadar yaygın olmasa da otomasyon (otomatik acil fren sistemleri, sürücü destek teknolojisi, uyarlanabilir hız sabitleyici ve kendi kendine park sistemleri) ulaşımı her zamankinden daha emniyetli ve daha düzenli hale getirmektedir.

Tam otonom otomobil ve kamyonlar pazara girdikçe, işe gidip gelme, ürün taşıma ve şehirlerimizi tasarlama şeklimizin tamamen değişeceği belirtildi. Kapalı otoparklara duyulan ihtiyacın azalacağı ve değerli gayrimenkullerin yeni kullanımlara açılacağı öngörüldü. Pandemi süresince şehirlerde görülen olumlu değişiklikler ise aşağıdaki maddelerle öne çıkmaktadır:

Kaldırımlara ve kaldırım kenarı park yerlerine yayılan açık hava yemek alanları,
Bisiklet kullanıcıları için genişletilmiş şeritler,
İnsanların gezinebileceği, egzersiz yapabileceği ve genel olarak açık havanın tadını çıkarabileceği arabalara tamamen kapalı sokaklar.

Otonom uzun mesafeli yük gemileri malları özel şeritlerde taşıdıkça otoyol sıkışıklığı da azalacaktır. Wall Street Journal’ın kısa süre önce bildirdiği üzere birkaç şirket gelecek yılın başlarında otonom kamyonları piyasaya sürmeye hazırlanmaktadır.

İleriye giden yol olarak Çok Modluluk

Geleceğin hareketliliğinin çok modlu olması ve bir tercih temeli üzerine inşa edilmesi gerektiği belirtildi. Otonom araçların kullanıcıların evleri ile en yakın toplu taşıma durağı arasındaki ilk ve son kilometreyi kapsayan noktadan noktaya hizmeti sağlayacağı ve pandemi sırasında önemli ölçüde zarar gören toplu taşımanın kentsel hareketliliğin temeli olmaya devam edeceği ifade edildi.

Şehirlerin metroları, otobüsleri ve diğer kamu sistemlerini güvenli, emniyetli ve sağlıklı hale getirmek için havacılık tasarımından ipuçları alarak kullanıcı deneyimini geliştirmeye yatırım yapmaları önerilen haberde, bir metro istasyonun bol gün ışığı, sorunsuz güvenlik önlemleri ve perakende satış ile yemek yerleri gibi olanaklar sunan havaalanları gibi olması halinde yolcuların trene binmeyi tercih etmesi ve hatta istasyonda vakit geçirmeye daha istekli olmalarının mümkün olacağı böylece sistemin çalışması için gereken gelirin de sağlanacağı belirtildi.

Toplu taşıma sistemlerinin 20 dakikalık şehirleri birbirine bağladığı yerlerde ise, mahalleler içindeki hareketin otonom araçlar, araç paylaşım programları ve e-bisikletler ile e-skuterler gibi mikro hareketlilik hizmetleri ile kolaylaştırılabileceği ifade edildi.

Haberin tamamına buradan ulaşabilirsiniz


Diğer Haberler